19 Haziran 2012 Salı

Ziya Paşa İle İlgili Görseller




ZİYA PAŞA'DAN ÖZLÜ SÖZLER

ZİYA PAŞA'DAN ÖZLÜ SÖZLER


Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir 
Tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir 

(Nasihat ile uslanmayanı tekdir etmeli -azarlamalı- , tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir -dayaktır-) 

Hiç unutamam; yirmi yıl kadar önce içkili bir ziyafet sofrasında yemek yerken benden çok yaşlı bir bey amca galeyana gelip şu beyti okumuştu: 

İç bade güzel sev var ise akl u şuurun 
Dünya var imiş ya ki yoğ olmuş ne umurun 

(Aklın ve bilincin varsa şarap iç, güzel sev; dünya varmış, yokmuş umrunda olmasın.) 

Bu beyti okuyan yaşlı amcaya, cahil biri gibi: 

--Amca, çok güzel bir şiir okudun ama ben bir şey anlamadım, bu şiiri bana açıklar mısın? diye sorduğumda on dakika süren bir şiir açıklama dersi dinlemek zorunda kalmıştım. Amcanın dediğine göre meyhane âleminde pek meşhurmuş bu beyit. Şairi kim, diye sorduğumda “Ziya Paşa” cevabını da almıştım. Sohbetimizin sonunda aynı Ziya Paşanın bir başka beytini de ben okumuştum ona: 

Cânan gide rindân dağıla mey ola rîzan 
Böyle gecenin hayr umulur mu seherinde 

(Sevgili gitse, rintler -âşıklar- dağılsa, şarap dökülse… Böyle gecenin sabahından ne hayır umulur?) 

ZAFERNAME

ZAFERNAME
Ziya Paşanın diğer tanınmış bir manzumesi Zafernamedir. Önce kaside şeklinde sonra şair tarafından tahmis edilmiş ,daha sonra da şerh edilmiştir. Bu eser Ali Paşa aleyhinde yazılmış mizah manzumedir. 1866 da Girit’teki Rum isyanı, Rusların Rumları himayesi, Yunanistan’ın isyanı alevlendirme gayretleri, İngiltere ve Fransa’nın kaypak siyaseti vb. sebeplerle çok ciddi siyasi bir problem halini almıştı. İsyanın silahlı kuvvetlerden ziyade, iyi bir siyasetle bastırılabileceğini anlayan Ali Paşa bizzat Girit’e giderek adanın idaresini muhtariyet şekline bağlamış ve Türkiye’nin aleyhinde büyüyecek bir olayı yatıştırmaya belli bir zaman için muvaffak olmuştur. Ziya Paşa bu olayı hicvederek sivil bir kumandanın askeri bir zaferi gibi alaya alıcı bir mahiyet verip anlatmıştır.dıştan bakınca Ali Paşayı göklere çıkaran, hakikatte yerden yere vurmaya çalışan bu hiciv kasidesine Zafername adını vermiştir. Ziya Paşa bu vesile ile daha başka oyunlar oynayarak, kasideyi kendi adına değil güya Ali Paşanın himaye ettiği İzmit mutasarrıfı Fazıl Paşa imzasıyla yazmış, kasidenin her beyitine üçer mısra ilavesiyle yaptığı Tahmisi de yine Ali Paşanın adamı Hayri Efendinin imzası ile yazmıştır. Aynı kasidenin hiciv havası içinde nesirle şerhi ise zaptiye nazırı Hüsnü Paşa tarafından yapılmış gibi gösterilmiştir. 

MAKALELERİ

MAKALELERİ
İstanbul’daki İbret, İstikbal, Muhbir ve Avrupa’da ki Muhbir ve Hürriyet gazetelerinde neşredilip de, bir kitap altında toplayamadığı Ziya Paşanın kıymetli eserleridir. 
Ziya Paşanın şöhreti şiirleriydi. Buna rağmen kendisi şiirlerini bir kitapta toplamamıştır. Ölümünden sonra Hamdi Paşa tarafından bir araya getirilerek önce Eşar-ı Ziya adıyla 1881 de neşredilmiştir. Bu kitabın eksikleri şair Süleyman Nazif tarafından tamamlanarak ikinci defa 1924 de Külliyat-ı Ziya Paşa adıyla bir araya getirilmiştir. Üçüncü defa 1960 da Ziya Paşanın Şiirleri adıyla basılmıştır

TERCÜME ESERLERİ

TERCÜME ESERLERİ
Ziya Paşanın ilk tercüme çalışması Viardot’un Endülüs Tarihi üzerinedir. Ethem Paşanın teklifi üzerine sanatla yapılan bu tercüme önce iki cilt olarak 1863 de, sonra dört cilde bölünerek 1887 de neşrolunmuştur. Paşanın ilk esere nispetle daha sade ve tabi bir dille çevirdiği ikinci tarih tercümesi Lavale ve Şerüel’den çevrilen Engizisyon Tarihi’dir. Eser İspanya da engizisyon mahkemelerini bilhassa Musevilere yapılan zulümleri anlatır. Bu tercüme de iki defa basılmıştır (1882-1888).
Ziya Paşanın bir de Telemak tercümesi yaptığı ve bu tercümenin Yusuf Kamil ve Ahmet Vefik Paşa tercümelerinden daha başarılı, Türkçe’nin şivesine daha uygun olduğu Ebu Ziya Tevfik Bey tarafından bildirilmiştir. Diğer tercümeleri gibi meydana çıkmayan eserlerindendir. 
Riya’nın Encamı (ikiyüzlülüğün sonu) meşhur Fransız komedi yazarı Moliere’in Tartüf adlı komedisinin tercümesidir. Moliere’in bu beş perdelik komedisini Ziya Paşa Avrupa’da iken Yeni bir tarzda manzum olarak tercüme etmiştir. 5+5 hecelidir, kafiyesi serbesttir. Ziya Paşa bu eseri ile edebiyatımızda bir devir açmak istemiş, ilk örneği de kendisi vermiştir. Gayet sade bir dil, o zaman kadar edebi dile girmemiş olan bir çok kelimeler kullanmıştır.
Eski edebiyattaki basmakalıp tabirleri atmış, sahta yerine yalan, hakiki yerine gerçek, kendi yerine öz, riyakar yerine yüzlek, nümayiş yerine gösteriş, sania yerine düzen, münasebet yerine yakışık kelimeleri gibi sade Türkçe, halk Türkçe’si kullanmıştır. Düşüp kalkmak, sus olmak, içi durmamak, inandırma yolunu bilmek, düzen kurmak, öfke topuğa çıkmak, gönül çekmek gibi konuşma arasında kullanılan sade ve samimi tabirleri isteyerek kullanmıştır. Bu tecrübesi ile Türk diline, Türk şiir ve edebiyatına bir genişlik kazandırmak ister. Ziya Paşa bu eseri ile edebiyatımıza manzum tiyatroyu ilk sokan yenilikçidir.

Eserlerinden Seçmeler

Eserlerinden Seçmeler:



Defter-i Amal: Ziya Paşa'nın, Rousseau'nun "İtiraflar" adlı eserinden etkilenerek yazdığı anı kitabıdır Eser, Batılı anlamda anı türünün ilk örneklerindendir.
Hârâbat: Türk edebiyatının ilk antoloji eseridir. Eserde Türk, Arap ve Fars edebiyatından seçme şiirler yer alır.
Rüya: Edebiyatımızdaki mülakat (röportaj) türündeki ilk eserdir. Karşılıklı konuşma biçiminde yazılmıştır. Yazar, eserde çocukluk anılarını anlatır, Sadrazam Ali Paşa'yı eleştirir.

Eserleri

Eserleri:



  • Şiir: Eş'ar-ı Ziya, Zafernâme, Terci-i Bend, Terkib-i Bend
  • Mülakat: Rüya
  • AnıDefter-i Amal
  • Antoloji: Hârâbat
  • Düz yazıVeraset-i Saltanat-ı Seniyye Hakkında Mektup, Şiir ve İnşa, Makaleler, Arz-ı Hâl, Veraset Mektupları